Sivas katliamından iki yıl sonra, 12 Mart 1995 yılında, İstanbul Gazi Mahallesinde bir katliam gerçekleşti. Bu katliamda 23 kişi öldürüldü ve 600 kişi yaralandı. Toplumun belleğinde derin iz bırakan bu katliamın failleri 20 polis memurundan 18'i ilk duruşmada serbest bırakıldı, ikisi ise adam öldürme suçundan dolayı sadece 1 yıl 8 ay ceza aldı.
Katliamcıların lehine işleyen bu süreç ve karar, Aleviler tarafından AİHM'e yapılan başvuru ile tekrardan gündeme gelecektir. Gazi katliamı 11. yılını doldurdu. Gazi davasının 11 yıllık süreci "seyyar mahkemelere" dönüştü. Takibinin engellenmesi için dava İstanbul'dan Trabzon'a taşındı. Dava sonunda 20 polis memurundan ilk duruşmada serbest bırakılan 18'i beraat etti, kalan iki polis memuru ise adam öldürme suçundan dolayı 1 yıl 8 ay ceza aldı. Gazi davasında “tavize yer yok” diyen Aileler, davayı AİHM'e taşıdılar ve dava, AİHM'de kabul edildi. Siyasi iktidarlar bu katliamın hesabını vermekten kaçmışlar, yargıya müdahale etmişlerdir.
Gazi olayları resmi ağızların iddia ettiği gibi, "sol güçlerin bir provokasyonu" ya da "kışkırtması" değildir. Bu katliam, devlet güvenlik güçlerinin, ırkçı ve gerici kesimlerin Alevilere ve Gazi'de yaşayan halka yönelik planlı saldırısıydı. Çünkü, katliam çetelerin, yeşillerin, cirit attığı bir dönemde gerçekleştirildi. Gazi Mahallesi, bilinçli olarak seçilmiş bir mahalleydi, burada yoğun olarak Alevi nüfus yaşıyordu ve Aleviler, kendi inanç ve kültürlerini yaşatmak için örgütlenmeye başlamışlardı. Nitekim katliamda Alevilerin ibadet yeri olan cemevi ve Alevilere ait işyerleri hedef seçilmiştir. Amaç çok belliydi. Amaç, Alevi- sünni çatışması yaratmak, halkı birbirine düşman etmek, demokratik hak ve talepleri bastırmak, daha eşit ve özgür bir ülke düşünü karartmak, Alevi hareketinin önünü kesmek, toplumu şiddetle sindirmekti.
Bizler, özgür, inancımızı, öğretimizi yadsımayan, demokrasi mücadelesinde yer alan, farklılığımızı Anadolu insanının ortak değeri ve zenginliği olarak gören, gerçek anlamda demokrasiden yana olan tüm güçlerle yürüyeceğimize inanmaktayız.
Gazi katliamını unutmadık. Çorum, Maraş, Sivas katliamlarını unutmadığımız gibi... Alevi Bektaşi Federasyonu olarak kamu vicdanında hala kanayan yara olan ve gerçek failleri bulunmayan ancak bizce malum olan Gazi katliamını bir kez daha kınıyor ve bu davanın takipçiliğinden vazgeçmeyeceğimizin bilinmesini istiyoruz.
Selahattin ÖZEL